ÖĞRENMEK VE BİLMEK

Bildiğinizi zannetmeniz, öğrenmemenizin en büyük düşmanı olmuştur.

Claude Bernard

Öğrenmek ve bilmek anlam olarak birbirlerine çok yakın olmaları hasebiyle karıştırılan iki kelimedir.Bilmek: TDK’ da bilim veya sanat dalında yeterli olmak, sanmak, varsaymak anlamına gelmektedir.Öğrenmek ise: Bilgi edinmek, beceri kazanmak, bellemek anlamına gelir.

Bu iki kavram bizim hayatımızda büyük bir yer kaplamaktadır. Bilmek dıştan gelir; öğrenmek ise içten. Bilmek duyduklarımızdır. Fazla çaba sarf edilmeden beynin karanlık odalarına atılmış bir bilgi bir nesne herhangi bir şey. Öğrenmek bu karanlık odalardan tozlanmış veya taze bilgiyi alıp kullanmaktır. Öğrenmeyi içten içe ilmek ilmek dokuruz, büyütürüz  ta ki vakti geldiğinde kullanılmak üzere bir araç, duygularda kavuşmak için söylenmiş bir söz ve daha birçok şey.

Aslında bilmek ve öğrenmek bizimle beraber büyür gelişir ve değişir. Her şeyde olduğu gibi bu iki eylem için de dönüşüm kaçınılmazdır. Dönüşüm olmayan bir yerde gelişim de olmaz. Hayatımıza ve çevremize bir fayda sağlamaz.

Öğrenmekle Bilmek Arasındaki İlişki

Bilmek bir bilgiyi hıfz etmektir. Yani hafızaya yerleştirmektir. Öğrenmek ise bu hafızaya yerleştirdiğimiz bilgiyi yapabilmektir. Hayata geçirmektir. Bir dönüşümdür. Amaç bilginin kana karışmasıdır. Kana karışan besin maddelere moleküllere ayrılarak vücutla hemhal olmasıdır. Böylece bilgi duygularımıza düşüncelerimize davranışlarımıza yansır. Her insan aynı konularda farklı tepkiler vermesinin sebebi budur.

Neden Öğrenmeliyiz?

Öğrenmek

Çünkü insan; ne için yaşadığını dünyaya neden geldiğini anlamlandırmaya çalışır. İnsanın buna ihtiyacı ardır. Değerlilik duygusu, üretme, mutlu olma ve buna benzer birçok hisler insanı kendini, hayatını sorgulamaya iter. Bu sebeple de araştırır, bilir, öğrenir.

Bu kısır döngü sürekli devam eder. Çünkü ne gidilen yol ne de varılan sonuç aynı olur. Ne kadar insan o kadar farklı bulgular yorumlar…

Bilmenin Hayatımızdaki Yeri

Bilmek ve Hayat

Aristoteles’in metafizik kitabının girişinde belirttiği gibi

“Bütün insanlar doğaları gereği bilmek ister.”

Aristotales

İnsanın bilmek isteği diğer taraftan bir tembellik belirtisidir. Şöyle ki insan etrafında ki olayları gelişmeleri bilmek ister. Bu eyleme genellikle kolay yoldan ulaşmaya çalışır. Ya bir sosyal medya aracılığıyla ya da etrafındaki insanları dinleyerek bilir. Her şeyden haberdar olmak ister. Haber doğru mu , yanlış mı bilmeden, bu bilgiyi duyar duymaz etrafındakilere satar,  pazarlar.

Zaten insanoğlunun öğrendiği bilgi kendi akıl süzgecinden geçirdikten sonra nasıl değişiyorsa; duyduğu bilgi de, kendi yüzeysel sabit görüşlerine takılacak ve kendi doğrularına göre yorumlayacaktır. Bunlara istinaden eğer kendi görüşlerimizi geliştirmezsek sürekli tekrara düşmenin esiri oluruz.

Peki, Biz Ne Yapmalıyız?

Bir birey olarak hem bilmeye ihtiyacımız vardır; hem de bildiğimiz şeyleri hayata geçirerek öğrenmeye ihtiyacımız vardır. Bu iki kelimenin arasındaki bağlantıyı hayatımıza göre şekillendirerek kendimize ve etrafımızdakilere faydalı olmalıyız. Kısacası:

Bir şeye ait her şeyi öğrenin, her şeye dair bir şeyler bilin.

H. Van Dyke

Yorum bırakın